COVİD’Lİ GÜNLER

Sevgili okurlarım,

Günler demişken, geçirdiğimiz bu günler geçiyor mu, geçmiyor mu, geçiyorsa nasıl geçiyor, bize neler katıyor ya da bizden neler götürüyor gelin hep birlikte çayımızı kahvemizi yanımıza alıp birazda olsa içimize yönelip huzura erelim.

Dünyaca Covid-19 salgınıyla mücadele ettiğimiz şu zor günlerde, normal zamanda (ne kadar normalse) bile sokağa zorunlu olmadıkça az çıktığımız şu günlerde bir de sokağa çıkma kısıtlaması hepimizi zorluyor. Bu süreçte hepimiz kendimize düşen payı artı ya da eksi şekilde alıyoruz. Bu sürecin Dünya’ya sosyo-ekonomik, psikolojik derin izler bırakacağı kesin. Salgın sürecinde kimimiz işlerimizden olup hatta maalesef yakınlarımızı kaybedip büyük kayıplar verirken, kimimiz uzaktan da olsa işlerini yürütüp daha çok ailesiyle sevdikleriyle zaman geçirme olanağı elde ediyor. Hepimizin farklı şekillerde sınandığı açıkça ortada olmakla birlikte beklemenin ne denli zor olduğunu bu süreçte daha iyi anlıyoruz. Özellikle kendimizle baş başa kalıp düşünmeye daha çok fırsatımızın olduğu bu günlerde hayatı daha bir anlamlandırmaya çalıştığımızda yadsınılmaz bir gerçek. Evlere kapalı olduğumuz günlerde ise kimimiz kendini mutfakta yeni lezzetler ararken, kimimiz kendisini eş dost akraba iletişim trafiğinde buluyor. Kimileri ise zamanını boş değerlendirirken kimilerimizde kitap okuyarak farklı gezegenlerde (covid’siz) yolculuğa çıkıyor. Bu zamanları fırsata çevirip bir şeyler üreten insanları da unutmamak lazım. Kişinin hiçbir şey yapmamasının bile bir eylem olduğunu düşünürsek, aslında hepimiz bir şeyler yapıyoruz. Sonuçta kımıldamasak bile düşündüğümüzü varsayarsak bir şeyler yapıyoruz diyebiliriz öyle değil mi? Belki de insanlığın en çok ihtiyacı olan şeyi yapıyoruz. Düşünmek…

Bu sürecin hem olumlu hem olumsuz taraflarına bizzat içinden geçerken şahit olmamız, dünyaya farklı ve birden fazla bakış açısıyla bakmamıza neden oluyor. Kapalı kaldığımız evlerimizde ne zaman bu kadar kendimize camın dışından bakma imkanımız olmuştu ki, hatırlayanımız var mı?

Ve insanlığın soğuktan değil de şaşkınlıktan donup kaldığı şu günlerde, para puldan, mertebeden daha önemli değerler olduğunu görüyoruz. Egolarımızdan, hırslarımızdan sıyrılıp kaç level geriye geldik durup düşündük mü?

Şimdilerde daha çok yaşadığımız günlerdeyiz! Yaşamıyoruz adı altında geçirdiğimiz bu günlere, beklediğimiz ve varlığımızı daha derinden hissettiğimiz için daha fazla yaşıyoruz diyebilir miyiz?

İnsanlar artık markette karşılaşıp göz göze geldiklerinde, birbirlerine ilk defa insan görmüş gibi hatta ”Warm Bodies” filmindeki R karakteri gibi bakıyor. Gülsek mi ağlasak mı insanlığın karmakarışık duygular hissettiği zamanlardan geçtiğimiz için bilemiyoruz. Umarım bu Covid’li günlerin sonunda ise, filmin sonu gibi insanlık kazanır.

Düşünebiyor muyuz?

Kaçımız daha da yalnızlaştı, kaçımız daha da kalabalıklaştı. Kaçımızın umutları tükeniyor, kaçımız şair Nazım Hikmet gibi sol cebinden umudunu eksik etmiyor!

Hadi şimdi bir kahve suyu daha koyalım ve sağlıcakla kalalım dostlarım…

Yorum bırakın